bir grup genç, bir kanalda yüzen bir ceset bulduğunda, bu sapkın cinayetin ardındaki acımasız gerçek, bir yerleşimnın örtüli sırlarını çözmeye başlar. filmim, bu gençlerin ölümle ilk defa bu şekilde yüz yüze gelmeleri üzerinden korku ve merak uyandırıyor. Kanalın donuk ve kasvetli suyunda bulunan ölü, natürellerimiz için bir geçirmeiş ritüeli, bir yetişkinliğe adım oluyor. Ancak bu, standart bir adolesan geçirmeiş ritüeli değil; bir cinayetin, hatta belki bir seri cinayetin merkezine doğru sürükleniyorlar. bir yandan cesedin kim olduğunu, öte yandan da suça kimin sebep olduğunu öğrenmeye çalışıyorlar. Bu süreçte, yerleşimnın masumane görünen yüzündeki korkunç gerçeklerle karşı karşıya kalıyorlar. örtüli kapıların ardındaki ihanetler, arsız yalzamanlar ve beklenmedik düşmanlıklarla tıkış tıkış bir dolaşıkin içine düşüyorlar. filmim, hem bakmakyicinin hem de genç natürellerin merakını sürekli canlı tutuyor. örtüem gittikçe çözüldükçe, yüzeye çıkan sırlar, yerleşimnın derinlerinde yatan diğer sırların varlığını işaret ediyor. filmimin sonuna doğru, gençlerin yaşdığı bu travma, onların ve yerleşimnın geleceği üzerinde kalıcı etkiler bırakıyor. Bu kapalı ve çarpıcı masal, hayatın ve ölümün bilmece gibi doğasını, suç, masumiyet ve kız ilşkileri üzerinden inceliyor. Ve etkita, biz bakmakyicilere yerleşimnın örtüli sırlarının bir suç veya cinayetten çok daha fazlasını ifşa ettiği bir masal sergilemeuyor. Bu filmim, gerçekliğin ne kadar bilmece gibi ve acımasız olabileceğini gözler önüne seriyor.