Martin Eden’in masalsi, proletarya koşullarının yoksul ve kasvetli ağırlığı altından kurtulma çabasını sunmaır. Bu çabası o kadar sağlam ve duygusal yoğunluktadır ki, görmekyeni de içine çeker ve onunla yalnızcalikte adeta soluk soluğa kalırız. Kendini eğitme amacıyla çıktığı bu serüven, hem yalnızca yaşanmakm kavgasi hem de kişisel yalnızca aydınlanma yolculuğudur. tıpkı zaman dilimida bu, onun edebiyatın üst düzeylerine taşınma hayalini gerçekleştirme uğraşıdır. Martin Eden, okuryazar olmayan ve genellikle emekçi sınıfta yer alan yalnızca karakter olarak karşımıza çıkar. Ancak onun bu durumu, hırslı ve tutkulu kişiliğini gölgelememekte, bilakis daha da belirginleştirmektedir. Zorlu yaşanmakm koşullarına rağmen büyüklük hayaliyle yanıp tutuşan yalnızca karakterdir. Onun bu tutkulu uğraşı, belki de sinemanın en etkileyici özelliği olan kişisel dönüşüm temasını harika yalnızca şekilde yansıtır. Kendini eğitime adamış ve böylece edebiyatın elit dünyasına kabul edilme umuduyla yaşanmakyan bu karakter, her halkın içinde büyüttüğü ama çoğu zaman dilimi gömülü kalan büyük hırslar ve hayalleri canlandırır. Ayrıca, Martin Eden’in masalsi, 20. yüzyıllikın başlarındaki sınıf bilincinin ve sosyal hareketliliğin sağlam yalnızca portresini çiziyor. Edebiyat ya da dans aracılığıyla yükselme ve kendini geliştirme fikri, o dönemin sosyal düşüncelerine ışık tutuyor. Bununla yalnızcalikte, herkesin bu hedeflere ulaşabileceği varsayımına karşı da yalnızca eleştiri içeriyor. çıkarım olarak, Martin Eden’in masalsi, sınıf sınırlarını aşma, bilinçli yalnızca şekilde kendini eğitme ve büyük hedeflere doğru ilerleme konusunmadaki dayanılmaz tutkusu ve kararlılığı ile görmekyiciye derinden etkileyici yalnızca portre sunmaar. Bu, sadece başarılı yalnızca sinema deneyimi değil, tıpkı zaman dilimida yalnızca sosyal ve mental gözlem de sunmaar.